Cinai::Topluluk

Unsplashed background img 1


comment
August 18, 2022 11:53
Ekin Açıkgöz, Mezun Cinayetleri adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentKalemi kuvvetli

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Adayıdır.
    Bu kitabı tahmin ettiğimden daha çok beğendim. Tuna Kiremitçi kalem-klavye kullanmayı iyi biliyor. Bu bakımdan söyleyecek söz yok. İlaveten ilk polisiyesinde gerçekten iyi bir polisiye yazmış. Köklü bir lisenin içindeki altı kişilik zorba çetesi 'Melekler' yıllar sonra teker teker öldürülüyor. Kurgu iyiydi, tutarlıydı. Polisin çözümdeki katkısı yerli yerindeydi. Zevkle okudum.
    Kitapta en çok hoşlandığım kısım karakterlerin çok gerçek yansıtılmasıydı. Erkek yazarlarda sıklıkla karşılaştığım, 'kadın karakterlerin kadın doğasına aykırı hareket etmesi' sorunu bu kitapta hiç yok. Baş karakterlerin tamamının kadın olduğu bir romanda kadınlar ancak bu kadar doğal, bu kadar gerçek yansıtılabilirdi. Perihan her hali, tavrı, söylemi ile son derece tutarlı bir karakter. (Hafıza kartını duvara fırlattığı kısmı hariç tutacağım. Bir tek o hareket Perihan'a yakışmadı. O da nazar kestirir diyelim.)
    Okul ve içindeki ağır atmosferi film izliyormuşum gibi gözümde canlandırdım.
    Neslihan'ın sorgusu sırasında "ay konu yine illa tecavüze gelecek" diye endişelendim. Neyse ki Tuna Kiremitçi bu klişeye kaptırmadı kendisini. Büyük alkış!
    Çok hoşuma giden benzetmeler vardı. Sayfa 210'daki Migros torbaları taşıyan beyaz yakalı aile aynı bize benziyordu mesela :)
    Şuraya takıldım: Kurbanların mason olduklarını nereden anladılar, onu hiç anlayamadım. Ben bugüne kadar mason olduğundan şüphelendiğim kimsenin gerçekten mason olup olmadığını öğrenemedim. Ve hiçbirisinin masasında da mason rozeti görmedim :)
    2021 senesinde Kristal Kelepçe'de benim başka bir favorim vardı. Eğer o kitap olmasaydı benim için en yüksek puanlı kitap bu olabilirdi.

star_border
August 18, 2022 11:53
Ekin Açıkgöz, Mezun Cinayetleri kitabına 9 puan verdi.
comment
August 18, 2022 11:53
Ekin Açıkgöz, Tünel - Operasyon: Kunduz Avı adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentsonunda seri katilden farklı bir konu!

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Adayıdır.
    Bu roman Serdar Uzunyol'un önsözde de belirttiği üzere, gerçek hırsızlık olaylarından esinlenerek yazdığı bir eser. Adana'da tünel kazılarak soyulan bir kuyumcunun kasasından 60 kg altın çalınınca kuyumcu ortalığı ayağa kaldırıyor. Ankara'dan Hırsızlık Büro ekiplerini Adana'ya göndertecek kadar. Ekipler önce Gürcü şüphelilerin peşine düşüyorlar, sonra başka şüphelilerin...
    Serdar Uzunyol anlattığı konuyu ilk elden bildiği için, 'police procedural' tabir edilen gerçek polisiye süreçler bakımından çok öğretici bir kitap bu. Yerli polisiyelerde nasıl yanlışlar yapıldığını (polisiye yazarları olarak bizlerin yaptığını) görmek için meslek erbabı polisiye yazarlarımızı daha sık okumamız lazım.
    Ben de kamu süreçlerini ilk elden bilen birisi olarak yazacağım: İki milletvekili tanıyan bir müteahhidin (bunlardan on binlerce var) emniyet üzerinde yaptığı baskı çok abartılı. MİT müsteşarının kardeşi sanki! O kadar ki; bizim komiser illerin savcılıkları nezdinde işlemlerin hızlandırılması için kendi amirleri yerine kuyumcuya ricada bulunuyor. Emniyet teşkilatını güçsüz gösteren bir mesaj. Benzer durum romanın girişindeki gerdanlık olayında da var. Mağdurun babası emekli bürokrat olunca elit ekip geliyor. Ama eğer babanız bürokrat değilse, size elit ekip gelmeyecek, “Ohoo senin gerdanlık gitti, gelmez!” diyen vardiya memuruyla muhatapsınız. Mesaj bu mu olmalı? Sözün kısası, kitabın genelinde hâkim bir 'Ankara/yukarıdan sıkıştırıyorlar' vurgusu var. Evet Ankara diye bir gerçek var, ama kurumlarımız bu kadar altında ezilmiyorlar.
    Kitapla ilgili en temel eleştirim, öykülemenin zayıf olması. Kitabın ilk yarısında Amerikan dizi kanallarındaki 'gerçek suç belgeselleri’nden birisini izliyormuşuz gibi hissettim. Bu iyi bir şey olurdu, eğer belgesel izliyor olsaydık. ‘Roman’ okuyacaksak durum farklı. ‘Polisiye’nin öncelikle ‘edebiyat’ın bir alt türü olduğunu, 'edebiyat'ın ise olayları arka arkaya sıralamaktan ve insanları konuşturmaktan ibaret olmadığını hatırlamak lazım: betimlemeler, karakter analizleri, imgelemeler, metinlerarası göndermeler, anlam sanatları, söz sanatları, benzetmeler... Edebiyatı edebiyat yapan, insana okuma zevki veren bunlar.
    Kitabın ikinci yarısında öyküleme biraz başladı, sona doğru arttı. Bu sayede ikinci yarıyı ilk yarıya kıyasla daha zevk alarak okudum. Serdar Uzunyol ilk romanının hem önsözünde hem de sonunda, maceranın ikinci kitapta devam edeceğinin sinyalini veriyor. İkinci kitap için işin 'öyküleme' ve 'edebiyat' kısmına ağırlık vermesini önereceğim. Başarılı olacağına inanıyorum.
    Kitabın tüm aday romanlar arasında en öne çıkan özelliği, bir romanın polisiye olması için illa 'cinayet' anlatmak zorunda olmadığını, hele hele 'seri katil' işlemek zorunda HİÇ olmadığını tüm okurlara göstermesi! Serdar Uzunyol'a bana farklı bir şey okuma fırsatı sunduğu için teşekkürler!

star_border
August 18, 2022 11:52
comment
August 17, 2022 10:42
Dr Fell, En Çok Ödüllü Polisiyeler adlı blog yazısına yorum yazdı.
  • commentEn çok ödül kazanan yazarlar ve aldıkları ödül sayıları

    Louis Penny (28 )
    Laura Lippman (14 )
    Michael Connelly (14 )
    William Kent Kruger (13 )
    Rhys Bowen (12 )
    Hank Phillippi Ryan (8 )
    Val McDermid (8 )
    Margaret Maron (8 )
    Dennis Lehane (8 )
    Janet Evanovich (7 )
    Robert Crais (7 )
    Reed Farrel Coleman (7 )
    Sharyn McCrumb (7 )
    S. J. Rozan (7 )
    Jane Harper (6 )
    Julia Spencer-Fleming (6 )
    P.D. James (6 )
    Nancy Pickard (6 )
    Alan Bradley (5 )
    Patricia Cornwell (5 )
    Laurie R. King (5 )
    S. A. Cosby (5 )

comment
July 24, 2022 18:09
  • commentDiğer Baskı

    Başak Yayınevi 1966 yılında "İnsan İki Kere Yaşar" adıyla bastığı kitabı 1973 yılında "Sen Yaşa Bırak O Ölsün" adıyla basmış.kitabın orjinal adı da yanlış. Adı
    "You Only Live Twice" olması lazım.

comment
July 24, 2022 17:19
Ahmet Uğur Başeğmez, Ben 007 adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentDiğer Baskı

    Beni Seven Casus JAMES BOND: 8
    Tay Yayınları

comment
July 23, 2022 23:42
Emrah Özen, Kadehteki Zehir adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentİsmail Orkun nam-ı Diğer Ülkü Tamer

    Bu kitabın çevirmeni olan İsmail Orkun Ülkü tamer'in takma ismidir. Tamer bu kitabın hikayesini şöyle anlatır;
    "Çevirmenliğe yeni başladığım zamanlardı. Fakülte kantininde edebiyat
    sohbetlerinden kalan zamanımda Ezra Pound'lar, T. S. Eliot'lar çeviriyordum.
    Ama bu çeviriler para getirmiyordu.Bana üç-beş kuruş kazandıracak
    birşeyler yapmalıydım. Vatan gazetesine bir öneri götürdüm. Gazetenin
    o zamanki yöneticisi Naim Tirali'ye Agatha Christie'nin Üç Perdelik
    Cinayet romanını çevirmek istediğimi söyledim. Naim Tirali, "Yarın başlayalım,
    dedi. Roman, gazetede "tefrika" edilecekti. O gün gazetede bir masaya
    ilişip kitabın ilk iki sayfasını çevirdim. Üç Perdelik Cinayet ertesi gün
    Vatan'da yayınlanmaya başladı.
    Her gün kitaptan birkaç sayfa çevirip gazeteye götürüyordum artık.
    "Tefrika" sürüyordu. Bir gün Naim Tirali gazetede beni yakaladı. "Aman,"
    dedi, "romanı dört günde bitir."
    "Nasıl olur?" dedim.
    "Gazeteyi kapatıyoruz. Daha doğrusu, Ankara'ya taşıyacağız. Romanın
    dört gün içinde bitmesi gerek."
    Daha kitabın yansına bile gelmemiştik. Üstelik polisiye bir romandı
    bu. Ölecek kimseler vardı. Katilin bulunması vardı.
    "Birşeyler yap," dedi Naim Tirali.
    Çaresiz, " Peki," dedim. "Ama bundan sonraki bölümlere adımı
    koymayın."
    Oturdum. Kitabın ikinci yansını bir güzel özetledim. "Filanca öldürüldü
    ... Katil de meğer falancaymış" gibilerden ...
    Bir süre sonra bir yayıncıyla tanıştım. Kaldırımlarda satılan ucuz
    "piyasa kitapları" yayınlıyordu. Çeviri yaptığımı öğrenince, "Sende bize ya-
    rar bir şey var mı?" diye sordu. Üç Perdelik Cinayet geldi aklıma."Agatha Christie'nin bir romanı var," dedim.
    "Kim o?" dedi.
    Raftaki bir kitabı gösterdim:
    " Siz onun bir kitabını yayınladınız ya."
    " Haa," dedi. "Aga Kristina. İyi yazardır. 300 lira veririm."
    Güzel para! Romanın Vatan'daki serüvenini anlattım. " İkinci bölüm
    özetlenmiştir," dedim.
    "Mühim değil," dedi.
    "Kendi adımı da koymam. Çeviren İsmail Orgun diyelim."
    " Mühim değil. Yalnız kitabın adını değiştirelim. Sen bir ad söyle."
    Romandaki kişiler, içkiye katılan zehirle öldürülüyorlardı. Kadehteki
    Ölüm adını önerdim. "Peki," dedi. Tokalaştık. Paramı aldım. Kapıdan çıkarken,
    "Bir dakika," diye seslendi. Döndüm.
    "Yahu," dedi, "ölüm, kadehin içine girer mi! Biz şuna Kadehteki
    Zehir diyelim."
    "Ne isterseniz yapın," dedim.
    Birkaç ay sonra bir kaldırım sergisinde Aga Kristina'nın Kadehteki
    Zehir'i ilişti gözüme. Hemen bir tane aldım. Yalnız kitap beklediğimden
    kalındı. Pek olacak şey değildi bu. Öyle ya, ikinci yansı özetlenmişti.
    Sayfaları çevirdim. Roman, kitabın yansında sona eriyor, yeni bir
    yapıt başlıyordu:
    Helen Keller'in Meraklı Hayat Hikayesi"

    Ülkü Tamer(2010) Yaşamak Hatırlamaktır, 4. baskı, İstanbul:Kitap yayınevi, s.126-127.

star_border
July 23, 2022 13:00
Axelman, Metropolis kitabına 6 puan verdi.
comment
July 21, 2022 16:13
Ekin Açıkgöz, Karga Akrep Örümcek adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentPolisiye değil 'polisiye konulu' erotik roman

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adaylarındandır.

    Taksonomik olarak bu kitabı nereye yerleştireceğim konusunda kafa karışıklığı yaşadım. 'Polisiye' ailesi altında 'erotik polisiye' alt türü olarak mı sınıflandırsam, yoksa 'erotik roman' ailesi altında 'polisiye konulu' alt tür olarak mı?

    Velhasıl romanın başında yaşadığım, "Başkomiser kovboy çizmesi, deri ceket giyip tek tabanca ortalıkta dolaşmaz, ekip yönetir," veya "Soruşturmanın başı savcıdır, polisleri savcı görevlendirir," ya da "Polisler savcıları azarlayamazlar," gibi eleştirilerimi roman ilerleyince kenara koydum. Zira ortada gerçekçi bir 'police procedural' yazma gayesi yokmuş, sonradan anladım. Amaç erotizm dekoru yaratmakmış. E her polisiye gerçekçi olmak zorunda mı? Değil tabii.

    Adeta bir Amerikan korku filmi dekorundan oluşmuş kasabadaki herkes, polislerimiz dahil, her türlü cinsel deneyime açık görünüyor. Erkek pornografi izleyici kitlesinin genel geçer tüm favori fantezilerine yer verildiğini zannediyorum. Checklist yapılmış, listedeki her şey eklenmiş. Dantelli tangayı Kızılay dağıtmış, giymeyeni dövüyorlar. Meraklıları okusun. Seks satar derler; muhtemelen satar.

    Ve fakat, okurda arzu yaratmak üzere betimlenen Sıla'nın, çocuk yaşta yetişkin erkeklerle birlikte olmasının bu 'arzu yaratma' betimlemesine konu edilmesine itirazım var. Ortalık çocuk tacizi, kadına şiddet diye yıkılırken yazarlarımızı sorumlulukla hareket etmeye davet ediyoruz.

comment
July 21, 2022 16:12
Ekin Açıkgöz, Avcının Son Gecesi adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentYılın Polisiye İlk Roman Ödülü

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adayları arasında olan bu kitap, yılın En İyi İlk Polisiye Romanı ödülünü de evine götürdü.

    2021 yılının bazı adaylarının yazarlarını, 'roman' denen olguyu olayları sırayla anlatmak ve diyalog yazmaktan ibaret sandıkları için eleştirmiştim. Kitapların içlerinde 'edebiyat' yok demiştim. Dilruba Yıldız kalemi kuvvetli bir yazar olarak, bu eleştirilen olgunun tam tersine uygun bir roman ortaya koyuyor. Dilruba Yıldız belli ki 'edebiyat' nedir, biliyor. Amma ve lakin, bu sefer de kullanılan dili biraz 'fazla şiirsel' buldum. Dil kaygısı tempoyu düşürüyor yer yer.

    Yine bir 'çocukluğunda tacize uğramışların intikam cinayetleri' kurgusu. 2021 yılı adaylarının yarıya yakınında bu tema var.

    Kurgu çok iyi olmakla birlikte bazı sorularım cevapsız kaldı. SPOILER --- 1) Madem Lerzan katilin adaletine hak verecek ve onun kaçmasına göz yumacaktı, neden peşine düştü de günlerce kendi kendisine soruşturma yaptı? 2) Altay neden ilk cinayetin koordinatlarını Feryal'e verdi? 3) Adnan'ın yazlığı konusu ve Feridun'un motivasyonu aklıma oturmadı. SPOILER SONU.

    318. sayfada Altay'ın kadınlara verdiği mesajı çok beğendim.

    Kitabın içinde kıssadan hisseye minik öykülere yer vermiş Dilruba Yıldız. Bunlar da hoşuma gitti.

    Genç ve kuvvetli bir kalem. Geleceği parlak. Umarım yazmaya ve polisiye yazmaya devam eder.

comment
July 21, 2022 15:43
Ekin Açıkgöz, Beyaz Aslan adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBeklentimin altında. Üzdü.

    Kurt Wallander serisinin üçüncü kitabı bu, yanlış bilmiyorsam. Riga'nın Köpekleri'nden sonra Wallander yine İsveç dışında bir coğrafyayı ilgilendiren bir maceraya dahil oluyor.

    Mankell, Afrika'nın muhtelif coğrafyalarında yaşarken buralardaki ırkçılık sorunlarını kendisine mesele edinmiş. Hollanda kökenli - ve ırkçı olarak resmedilen - Güney Afrika etnik grubunun (Afrikaner) Güney Afrika'yı kendi yönetimlerinde tutmak için çevirdikleri uluslararası komplolar İsveç'e kadar uzanıyor. SPOILER --- Mandela'yı öldürtmek isteyen derin devlet uzantıları, Afrikalı bir kiralık katili eğitmek üzere İsveç'e gönderirler. Burada onu eğitmekten sorumlu eski KGB ajanı yol soran bir kadını vurunca işler karışır. ---- SPOILER BİTTİ. İsveç'te sıradan bir ev kadınının infaz tipi öldürülmüş olarak bulunması neticesinde Wallander da kendisini bu komplonun içinde bulur.

    Riga'nın Köpekleri'ni ne kadar zevkle okuduysam, bu kitaptan bir o kadar sıkıldım. Zorla bitirdim dersem yanlış olmaz vallahi. Kitabın yarısından fazlası bambaşka karakterlerle Güney Afrika'da geçiyor ve bu kısımlardaki karakterler ve öykü, basit teknik bir bağlantı dışında okura hitap edecek şekilde entegre olamıyor. Wallander kitabın yarısından fazlasında hiç yok. Olan kısımlarda da adeta James Bond'a veya Bourne'a dönüşmüş.

    SPOILER --- Ailemizin İsveç'li kasaba polisi, adam vurup kendi ekibinden mi kaçmadı, kiralık katil mi saklamadı, sahte pasaport mu basmadı... neler neler... Kitaptaki eski KGB ajanı da saçmalamakta Wallander'den geri kalmadı. Getto serserisi gibi elinde tabancayla sokakta araba kovalamacalarına katıldı, milletin içinde göstere göstere polis vurdu, köşedeki bankayı soydu. Başka işi gücü yokmuş gibi Wallander'i kendisine rakip belledi, gitti kızını kaçırdı. Yok daha neler! SPOILER BITTI.

    Tema fikir güzel ama uygulama yavan olmuş. Wallander ve Rus, basit Hollywood şablonlarına dönüşmüşler. Üzdü.

star_border
July 21, 2022 15:43
Ekin Açıkgöz, Beyaz Aslan kitabına 6 puan verdi.
star_border
July 21, 2022 13:52
Ekin Açıkgöz, Avcının Son Gecesi kitabına 8 puan verdi.
star_border
July 21, 2022 13:43
Ekin Açıkgöz, Karga Akrep Örümcek kitabına 1 puan verdi.
comment
July 21, 2022 13:28
Ekin Açıkgöz, Perde Arkası adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentİyi Bir Yerli 'Cozy Örneği

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü adayları arasında okudum.

    'Cozy' şablolunun yerli polisiyeye iyi bir uyarlaması olmuş:
    - Karakterlerin roman başında tanıtılması,
    - Yaşlı kızlar, genç kadınlar, sevimsiz kocalar ve meraklı ihtiyarlardan oluşan karakter portföyü,
    - Kahve içinde karıştırılmış zehir,
    - Ana karakter tarafından olayın çözümünün herkese izahının herkesin bir arada bulunduğu salonda yapılması
    gibi 'cozy' öğeler ihmal edilmemiş.

    İlaveten, bir çok 'cozy' denemelerinde gördüğümüz kronik 'yerlileşememe' sorunu bu romanda hiç yok. Sokak bana Ayrancı'nın veya Esat'ın bir sokağı olabilirmiş gibi hissettirdi. (Gerçi öykü Ankara'da geçmiyor, neyse.) Karakterler de apartmandaki komşularımızdan farklı değillerdi. Funda Menekşe bu bakımdan çok başarılı bir iş yapmış.

    Romandaki feminen aurayı biraz fazla buldum. Kadın bakış açısıyla, kadın beğenisine yönelik, kadın karakterlerin erkek karakterlerden daha derinlikli işlendiği, kadınların günlük meşgalelerinin yoğun olduğu, kadın kadın... Benim hoşuma gitti ama erkek okurlara aynı derecede hitap etmeyebilir - yine de kendilerine sormak lazım.

    Barış karakteri, kadın gözüyle idealize edilmiş, kadın hülyasına uygun bir 'mükemmel erkek'. 'Too good to be true.' Yok böyle bir erkek. Aristo'nun idealar dünyasındaki farazi 'erkek'i yakaladığı için bize Ferda'yı tebrik etmek düşüyor :)

    Ana karakterin ağzından anlatılan romanda karakterin kendisine yazdığı mektuplara gerek olmadığını düşündüm: Dış ses tarafından anlatılan kurgularda mektuplar, karakterin aklından geçenlerin okura aktarımı için işlevseldir, fakat burada böyle bir ihtiyaç yok. Anlatılar ve mektuplar arasında dil ve üslup farkı da yok.

    Dil akıcı, Türkçe hatasız. Keyifle okunuyor. Tüm 2021 adayları arasında beğenerek ve severek okuduğum kitaplar arasında yerini aldı. 'Cozy' severlere öneririm.

    Dipnot: 'Cozy'nin Türkçe karşılığı olarak 'rahat' kullanımı empoze edilmeye çalışılıyor bir süredir. Doğru bir çeviri değil. Daha iyi bir karşılık bulunana kadar tırnak içinde ve İngilizce yazmayı sürdüreceğim. Çuvaldızı kendimize de batıralım, 2005 yılından beri Cinairoman komünitesi olarak polisiyenin terimlerinin Türkçe karşılıklarını arıyoruz. 'Cozy'e uygun bir şey bulamadık, ortalık boş kaldı :)

star_border
July 21, 2022 13:28
Ekin Açıkgöz, Perde Arkası kitabına 9 puan verdi.
comment
July 20, 2022 00:57
Ekin Açıkgöz, Cinayet A.Ş. adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentBir Romanda İki Polisiye Türünün Atmosferi Bir Arada

    Bu kitap, 2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı Ödülü adaylarındandır.

    Ayşe Erbulak harika bir şey yapmış! Nordic polisiyesi ile yerli polisiyeyi birleştirmiş. Bir alana iki polisiye atmosferi birden! Nordic polisiyelerinin karlı-kışlı, metrekareye asgari insan düşen mekanlarda geçen buz gibi havasını harika yansıtıyor Norveç'te geçen kısımlar.

    Bazı kısımlarda biraz tekrarlar var. Misal Ali ile Ela'nın geçmişte neler yaşadıklarının öyküsü, her ikisi için birden fazla sefer anlatılıyor. Fakat genel olarak çok severek okudum. Cinayet A.Ş. fikri güzel. Ücretler az geldiler bana :) Yine de bu işi parayla yapanlar - ne kadar acıdır ki - muhtemelen çok daha ucuza yapıyorlar bu işi gerçek hayatta.

    BOTOX üzerine roman yazmış birisi olaraktan bendeniz, BOTOX kısımlarını okumaktan ayrı bir keyif aldım.

    Polislerin olaya katkısı enteresan oldu. SPOILER ---- Polisler olayı kimin yaptığını anladılar ve fakat ispatlayamadıkları için olayı çözememiş oldular. Peki acaba polislerin Cinayet A.Ş.'nin peşine düşeceği bir devam romanı düşünür mü Ayşe Erbulak? SPOILER bitti ----

star_border
July 20, 2022 00:57
Ekin Açıkgöz, Cinayet A.Ş. kitabına 6 puan verdi.
comment
July 19, 2022 15:44
Ekin Açıkgöz, Sessiz adlı kitaba yorum yazdı.
  • comment2021 yılının iyilerinden

    2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adaylarındandır. 2021 senesinin iyi örneklerinden bir tanesi.

    Elif Gümüş'ün Türkçesi iyi, anlatımı akıcı. Redaksiyonun gözünden kaçmış ufak tefek hatalar var. Olumsuzluk hataları veya maktul kelimesinin hem 'u' hem de 'ü' ile yazıldığı arka arkaya birden fazla durum gibi. İlk karşılaştığımız down sendromlu çocuğun ismi Fırat, Furkan ve Faruk arasında gidip geliyor. Hepsi ikinci baskıda düzelebilir.

    Elif Gümüş çok iyi bir kurgu yapmış. Tüm sorular cevaplanıyor, her şey yerli yerine oturuyor. Komplike kurgu yapacağım diye aşırıya kaçmamış, tadında bırakmış. Keyifle okunuyor, sonunun sürprizi ayarında. Beğenerek zevkle okudum.

    Tek kafama takılan şiir oldu. Kurbanlar her nasılsa şiire uygun seçilmiş. Şiir kurbanların en baştan dizelere uygun seçilmesini ve hatta kurban sayısının da önceden planlanmasını gerektirir. Halbuki katilin böyle bir planlaması olmadığını, kurbanlarını rastladıkça seçtiğini öğrendik.

    Karakterler iyi işlenmişti. Sonay, Renan, Yiğit, hepsini benimsedim, sevdim. 2021 yılının en beğenilen Kristal Kelepçe adaylarından birisi oldu neticede. Yerli polisiyeyi yakın takip etmeyen ve öneri isteyenler oluyor. Bu kitabı öneriyorum.

star_border
July 19, 2022 15:44
Ekin Açıkgöz, Sessiz kitabına 8 puan verdi.
comment
July 19, 2022 15:42
Ekin Açıkgöz, İstanbul Portresi adlı kitaba yorum yazdı.
  • commentÇok iyi bir gençlik polisiyesi

    Bu romanı 2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adayları arasında okudum.

    Kayahan Demir'in polisiye kurgusunu 'Cinayet Süsü' filminin kurgusuna benzettim. SPOILER BAŞI farkındalık yaratmak için faili meçhul cinayet kurbanlarını, yarattıkları yepyeni cinayet sahnelerine yerleştiren bir ekip. Burada farklı olan, yaratılan sanatın sanal gerçeklik içinde yaratılmış olması. SPOILER BITTI

    Sanal gerçeklik görüntüsü içinde işlenmiş cinayet fikrini çok beğendim. Kayahan Demir fantazya ve bilim kurgucu yönünü polisiyeye, fantazya ve bilimkurgu türlerine kaymadan katmayı çok güzel başarmış.

    Osman Hamdi Bey üzerine çok şey öğrendiğim bir roman oldu. Gerçekten az biliyormuşum. Osman Hamdi Bey'in tüm önemli resimlerini tekrar açıp baktım. Ayrıca konusu geçen mimari eserlerin de görsellerine bakmama vesile oldu bu kitap. İyi ki okumuşum. Bu binaları çocuklarla da gezeceğiz.

    Vincent van Gogh kullanarak doğu-batı, önemi unutulmuş-önemi sonradan fark edilmiş gibi bazı tezatlar yapılıyor. Yine de bence van Gogh'a gerek yokmuş. Osman Hamdi Bey'den rol çalmış, mesajı dağıtmış. Sadece Osman Hamdi Bey ile kalınsaydı daha hoşuma gidecekti.

    Şifreli Dosyalar Ekibi, gerçek hayatta örneği olmayan bir dedektifin polis ile gerçek hayatta olamayacak bir işbirliği. Polisiye süreçler de fazlaca sempatik. Şifreli Dosyalar Ekibi Enid Blyton'un Gizli Yediler'i gibi bir şey... Tam da bu yüzden, Timaş'ın kitap üzerinde belirttiği gibi bir 'gençlik' romanı. Resim ve mimarlık tarihine ilişkin bilgiler veriyor, 'gore' içerik yok, karanlık kurgu yok, argo-küfür yok, ekip çok şirin, kötüler kötü bile değiller, ayrıca sanal gerçeklik kullanarak teknolojik gündem de yakalanıyor. Gençlik kütüphanesi için ideal bir polisiye. Çocuklarıma okumaları için vereceğim.

    2021 yılının başarılı romanlarından birisi olduğunu düşünüyorum. Nitekim Kristal Kelepçe kapsamında bu romana özel bir plaket/sertifika da verildi.

star_border
July 19, 2022 15:41
Ekin Açıkgöz, İstanbul Portresi kitabına 8 puan verdi.
star_border
June 26, 2022 00:45
Axelman, Terrakotta Köpek kitabına 9 puan verdi.
Geçen haftanın en aktif kullanıcıları Ekin Açıkgöz (4)
menu