menu

İstanbul Sis Altında
Orjinal Adı:
-
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
-
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
-
Sizin Puanınız:

İstanbul Polisiyesi 2


…motora hafif hafif gaz vererek pat pat sokağın ortasına gelip durdu. Şefik evden çıktı. Elif'e doğru birkaç adım attı. Ama işkillendi. Bir an aklından "Ne oluyoruz?" diye bir rüzgâr esti. Motor sesine karışan berrak genç kız sesi ona hırladı.

"Şefik denen ibne sen misin lan?"

Adam şaşkınlıktan bir şey diyemedi. Bir an afalladıktan sonra, kızın üstüne doğru hırsla yürüdü. Elif motoru gaz vererek bağırttı. Şefik kaçacak sandı. Yakalamak için koşmaya başladı ve en büyük yanlışını yaptı. Elif motosikleti şaha kaldırdı. Bu hareketi seviyordu. Çünkü yaklaşan adamın tam göğsüne ön tekeriyle bindirecekti. Öyle de oldu. Şefik haykırarak yere yapıştı. Elif duvarlara çamurlar sıçratarak keskin bir dönüş yaptı. Gazı verip yerdeki haşerenin üstüne sürdü. Tekerler adamın gömleğine imzasını atıp geçti.

"Karına yaptıkların cezasız mı kalacak sandın ha?"
Adalet adalettir. Elinden tutan yoksa, ağlayacak bir omuz, sırtını dayayacak bir dost arıyorsan biz buradayız.

Hakkı yenenin yeteniyiz arkadaş!


(Tanıtım Bülteninden)


İLGİLİ BLOG YAZILARI

Yorumlar


Okuma Keyfi Verdi
August 22, 2022 15:12

2021 Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Romanı adaylarındandır.

Kurgu başarılıydı, tüm sorular cevaplandı. Lakin sonuna doğru biraz kaotik olmaya başladı. Bir tık daha az komplike olsa okurun daha rahat takip edeceği bir kurgu olurmuş. Nihan'ın Kurban Hoca ile münasebeti neymiş, anlayamadım.

Çok fazla kişi ve çok fazla isim var. Bir noktadan sonra birbirlerine karışmaya başlıyorlar. Özellikle N harfi ile başlayan isimlerin özel bir amacı var mıydı merak ettim: Nursel, Nurullah, Naci, Nihan, Numan, Nadir, Nurzat, Narmanlı... Bu isimleri okurun karıştırması çok normal, zira yazar kendisi de karıştırıyor. Nurullah Ziya'nın Nurettin Ziya olduğu yerler, Nihan'ın Nihal olduğu yerler var. Ayrıca Ali'nin karısının ismi Nursel mi yoksa Ceylan mı, onu da anlayamadım.

10'dan fazla 'de' bağlacı yazımında hata saydım. "İmdat'ta Elif'i haklı buldu." gibi. Bunlarla birlikte - kronik sorun seviyesinde olmamakla birlikte - özne-nesne-yüklem uyumsuzlukları var. Sonraki baskılarda redaksiyonda düzelebilir.

Elif Yılmaz, İmdat ve çetesinin ana kurguya ciddi bir katkısı olmadığı kanaatindeyim. Daha önce Ali ile bu ekibin birlikte bir macerası olmuş diye anlıyorum. O macerada birlikte oldukları için bu macera da birlikte olmaları istenmiş diye düşündüm. Veya bundan sonrası için mi böyle bir niyet var?

Hepsi bir yana, güzel yazılmış bir roman olduğunu söylemem lazım. İstanbul'u bize yaşatmayı hedeflemiş ve bence çok iyi başarmış. Sahneler gözümde canlandı. "İstanbul Polisiyesi" ibaresini kullanmış ve hakkını vermiş. Hoş imgelemeler var. Karakterleri, iyisiyle kötüsüyle benimsedim. Konuşmalarını ve davranışlarını doğal buldum.

En hoşuma giden kısmı, 'police procedural' bir kurgu olmasına rağmen, tıpkı bir altınçağ polisiyesi gibi Ali'nin kitabın sonunda herkesi bir odaya doldurarak olan biteni açıklaması oldu. Neticede Zafer ailesinine odaklanan, klasik polisiye tarzı bitirişi sevdim. Ancak Ali'nin en sondaki tutumunu, kitap boyunca sergilediği adalet anlayışıyla bağdaştıramadım.

2021 yılının iyi örneklerinden bir tanesi olduğunu düşünüyorum. Keyifle okudum.


Yorum yaz
mode_edit