menu

Seni Hiç Aldatmadım
Orjinal Adı:
-
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
-
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
-
Sizin Puanınız:

Birlikte büyüdüğü ve çok sevdiği arkadaşı Çağla’dan sıra dışı bir isteği vardır Figen’in. Günün birinde ölüm veya ayrılık olursa ve Çağla hâlâ bekârsa, kocasıyla evlenmesini ister. Bir tür vasiyettir bu. Bu tuhaf vasiyetin nedeni, arkadaşının evlenmeden yani ondan önce kocasına âşık olmasıdır. Arkadaşının sevdiğini elinden aldığını düşünerek ara ara vicdan azabı da çekmektedir. Eşiyle arkadaşı bunu reddetse de o bundan neredeyse emindir.

Ve bir gün Figen kaza yapar. Bu kazadan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Çok sevdiği kocası ona olan ilgisini zamanla kaybeder. Şüpheler içini kemirmektedir. Bu durumu gururuna yediremeyen Figen, kocasını çok sevse de bu evliliğin artık yürümeyeceğini düşünür. Kararını vermiştir; boşanacaktır. Üstelik Çağla hala bekardır. Figen ona yıllar önce söylediği sözleri tekrar hatırlatır ve sorar: Kocamla evlenir misin?

İşte şimdi ölümle burun buruna ve yalnızlığımla baş başayım. Aklıma Charles Bukowski’nin sözleri geldi ansızın: Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren; çünkü zor zamanlarda en çok ona ihtiyacın olacak.

Ne kadar da haklıydı Bukowski; ve ben buna hep hazırdım…

Önay Yılmaz, bu gerilim yüklü romanında aşk, kıskançlık, yalnızlık, tutku, hırs, fedakârlık ve intikam gibi kavramları da irdeliyor.

(Tanıtım Bülteninden)


İLGİLİ BLOG YAZILARI

Yorumlar


February 13, 2021 19:53

Bir kadın okur olarak Figenin davranışlarını 'hayatın normal akışına aykırı' buldum:
1) Hiçbir kadın en yakın arkadaşıyla kendi kocasının evlenmesini kendi eliyle organize etmez. (Kaldı ki bu eylemin nesneleri de buna rıza göstermez. Böyle bir olay bizim toplumumuzda ‘fedakarlık’ olarak değil, korkarım ‘hastalık’ olarak görülecektir.)
2) Figen'in bir daha asla çocuk sahibi olamayacağına üzülmek yerine kocasının onunla sevişememesini dert etmesini tuhaf buldum. Bu da kadın doğasına çok aykırı.
3) Bebeğin Figen'e emanet edilmesi tamamen Figen’in rızasına kalmış görünüyor. Fakat gerçekte Figen istese bile alamazdı bebeği. (Peki, o bebeğe ne oldu kitabın sonunda?)
4) Çağla'nın o kadar ağır bir psikolojik rahatsızlığı olduğunu bilen Figen'in nedense bu hastalık kitabın sonuna kadar Figen'in aklına gelmedi?

Kitabın sonu bana sürpriz olmadı.

Gazeteci kökenli yazarlarda bazen hissettiğim o haber okuyormuşum hissini yaşadım. Olay anlatımının yanında daha fazla imge, betimleme, metinler arası gönderme, söz sanatı vs. okumak istedim.


Yorum yaz
mode_edit