menu

Sinek
Orjinal Adı:
-
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
-
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
-
Sizin Puanınız:

“Sıradan bir güne uyandınız, bugünün aslında son gününüz olduğunu kim bilebilir?”

İstanbul, Vatikan ve Filistin üçgeninde gerçekleşen sıra dışı olaylardan üç cinayet dosyasının sonu gelmez aksiyonunda, tarihin derin geçmişine gideceksiniz. Dinsel cinayetlerin ortasında sessiz kurbanlar, cinayetlerin gizemli işlenişi, katili/katilleri sürek avında sıkı takiple çözmeye çalışılan sır dolu cinayet dosyaları içinde sizi gökyüzünün bilinmeyen gizem dolu yeryüzü arasında ki ilişkisini okuyacaksınız.
Sirius takım yıldızının ve kutsal kitapların bu cinayetlerle bağlantısı nedir?

“Zamanı gelince bir gün kapınız çalınırsa kapıyı açmak için iki kere düşünün çünkü gelen kişi beklediğiniz olmayabilir”

Bazı cinayetlerde kurban sessiz, katili kelepçe vurulamayacak kadar gizemlidir.

Doğanın nefret edilen hayvanlarından bir tanesi SİNEK ’dir. Sizce bu gizemli cinayetlerin sinek ile ne bağlantısı olduğunu kendine sordun mu? Satırlarını okuduğun bu kitabın içinde ki tek gizem cinayet, kurban veya katil değil!

“Taner Mutlu’nun elinden gizemli bir o kadar da gerilim dolu bir maceraya dokundunuz. Bazı cinayetler kanla birlikte bazı mucizeleri de peşinde getirir. Gizemle birlikte aksiyon dolu bir kitap SİNEK!”


İLGİLİ BLOG YAZILARI

Yorumlar


Polisiye değil, doğaüstü macera
January 30, 2021 20:50

Kristal Kelepçe Yılın Polisiye Roman Ödülü 2020 adayları arasında okudum. Lakin kanaatimce bu kitap kategorik olarak polisiye değil, doğaüstü macera. Başta ilk 20 sayfa polisiye bir gizem vardı, fakat çözülmeden ortada kaldı. Yazarın bunu çözmeye dair çabası olmadı kitap boyunca. İlk 20 sayfadan sonra, kahramanın polis olması haricinde hiçbir polisiye öğe yoktu. Polis kahramanın geçmişine inilecek sandık, inilmedi.

Doğaüstü bir antagonist olan Sinek ile savaş, mücadele olacak izlenimi verdi kitap. Fakat o da olmadı. Sinek kitabın ikinci yarısında hiç yoktu. Kitabın sonunu anlamadım. Neden Ahmet cini göndermek istemedi? Kime söz vermiş? Benedetto onu niye vurdu? Kubilay nedir? Amerikalılar da mı komploya dahilmiş? Karakterler vizesiz ve ellerinde kocaman silahla on tane ülkenin sınırını nasıl geçtiler?

Karakterler derinliksizdi. Ahmet ile Benedetto ne çabuk birbirlerini kabullendiler ortak diye? Neye ortaklarmış? Benedetto'nun Ahmet'ten sakladığı sırlar neymiş? Evde gördüğü kafası kopmuş bebek neydi? O da bir yere bağlanmadı. Özetle kitap boyunca bir yere bağlanmamış sayısız detay verildi, hepsi açıkta kaldı.

İlaveten Türkçe’de de hatalar var. Bağlaç yazımlarında problemler ve nesne-özne-yüklem uyumsuzlukları mevcut.

Tek enteresan tarafı cin dünyasını gözümde canlandıracak kadar canlı anlatması oldu. Şaşılacak derecede gözümde canlandı bu dünya. Aradan aylar geçmesine rağmen halen cin dünyasını görebiliyorum. Doğaüstü öyküleri severim, bu kısım hoşuma gitti. Lakin cin dünyasının Anadolu köyüne fazla benzerliğini de belirtmeden geçemeyeceğim.


Yorum yaz
mode_edit