menu

İki Rebus Polisiyesi

Yazan: A. Ömer Türkeş
Yayın Tarihi: September 26, 2021 22:53

İngiltere’nin en önemli suç yazarları arasında gösterilen Ian Rankin’in üçüncü ve dördüncü macerası Diş İzleri ve Masadaki Düşman’da çözüme ulaştırılması gereken karmaşık cinayetler, hızlı akan hikâyeler ve heyecan verici final sahneleri yer alıyor. Yani polisiyeseverleri memnun edecek her şey yerli yerinde.

1960 yılında İskoçya’da doğan Ian Rankin, 1987 yılında Düğümler ve Haçlar’la başladığı Müfettiş Rebus dizisiyle, İngiltere’nin en önemli suç yazarları arasında gösteriliyor. Serinin daha ilk kitabıyla yıldızı parlayan Rankin, kendisine bu romanı yazmaya esin veren polisiye vakanın şüpheliler listesine girince dikkatleri çekmişti.

İngiliz edebiyatı eğitimini tamamlayan genç bir yazar adayı olarak Ian Rankin, 19 Mart 1985’teki günlüğünde “Bir anda oldu” diye özetlemiş Rebus dizisinin doğuşunu. Aslında bir dizi yaratmak niyetinde değilmiş. Hatta ilk taslakta, hikâye Rebus’un ölümüyle sonlanacakmış. Neyse ki “Oxford’un Morse’u varsa Edinburgh’un da Rebus’u var” fikriyatından hareketle Rankin, kahramanının hayatını bağışlamış -ve böylelikle kendi geleceğini de kurtarmış!

Rebus serisi 2007’de yayımlanan Exit Music’le noktalanmış ve dedektif emekliye ayrılmıştı. Yeni bir karakter arayışına giren Rankin, bu karakteri –Malcolm Fox’u– 2009’da yayımlanan Komplo romanında tanıttı. Rankin, Malcolm Fox karakterini sevdiğini, en azından birkaç romanın kahramanı olabilecek potansiyel taşıdığını söylemişti ama John Rebus’tan vaçgeçememiş olmalı ki çok geçmeden yeniden göreve çağırdı emektar dedektifini. Son beş Rebus macerasında bu iki karakter birlikte sahne aldılar. Sonuçta Rebus dizisi 22 romana ulaşırken yazarına da çok sayıda saygın edebiyat ödülünün yanı sıra uluslararası şöhret ve dünyanın her köşesine yayılan büyük bir okur kitlesi kazandırdı.

Türkiye’de de okuyucusu oIan Rankin’in Rebus dizisi ilk kez 2006 yılında Türkçeleştirilmiş, 2006-2007 yılları arasında bir dizi Rebus polisiyesi art arda yayımlanmıştı. Sonra farklı yayınevlerinden çıkan birkaç Rebus macerası daha okuma fırsatını bulmuştuk. Alfa Yayınevi’nin 2018 yılında başlattığı yeni edisyon orijinal dizi sırasını izlemesi açısından sevindirici. Zira Rebus romanları gerçek zamanlı ilerliyor. Hikâyeler bağımsız olmakla birlikte Rebus’un kendi hikayesinin sürekliliği söz konusu. Düğümler ve Haçlar ve Saklambaç’la başlayan dizinin üçüncü ve dördüncü maceraları Diş İzleri ve Masadaki Düşman yayımlandı.

ıan rankin

Rebus Londra'ya Çağrılır

Dedektifler çoğu kez kentleriyle birlikte anılır. Rebus da Edinburgh’lu. İskoçya’nın klostrofobik atmosferiyle Edinburgh kentinin dokusunu çok iyi birleştiriyor Rankin. Ancak okuduğumuz son iki macerada Rebus, kendi çöplüğünün biraz uzağında. 

Diş İzleri’nde Rebus, kurbanlarının üzerinde bıraktığı keskin diş izleri nedeniyle ‘Kurtadam’ lakabı takılan katili bulmak için Londra’da. Rasgele işlenmiş gibi görünen bu cinayetlerin failine dair hiçbir ipucu yakalayamayan İngiliz polisi, çareyi seri katiller konusunda ‘uzman’ dedektif John Rebus’u çağırmakta bulmuş. Ne var ki Londra polisi, kendilerinden farklı davranan bu aksi dedektife karşı biraz mesafeli. Öte yandan Rebus’un yabancısı olduğu Londra sokakları da Edinburgh’dan çok daha yırtıcı ve tehlikeli. Rebus bir yandan özel hayatıyla ilgili meselelerle, bir yandan yeni mesai arkadaşlarıyla boğuşurken diğer yandan katilin kimliğini bulmak için zamana karşı yarışmak zorunda...

Masadaki Düşman, Edinburgh yakınlarındaki bir kasabada, geleceği parlak bir milletvekilinin genelev baskınında yakalanmasıyla başlıyor. Adamın hayatını altüst eden bir olay sürüp giderken karısının ortalarda hiç görünmemesi Rebus’un ilgisini çekecektir. Üstelik, kendisinden hiç haber alınamayan kadın yüksek mevkilerde tanıdıkları olan bir aristokratın kızıdır. İşe koyulan Rebus, kadının son görüldüğü yerlere doğru yola çıkar. İskoçya’nın kuzeyine yapılan bu seyahat ile sanki başka bir zamana ve başka bir İskoçya’ya ayak basacaktır Rebus. Ancak muammanın çözümü modern zamanlarla, modern zamanların çürüttüğü insan ilişkileriyle bağlantılıdır...

Dedektifin Gördükleri...

Her iki romanda da çözüme ulaştırılması gereken karmaşık cinayetler, hızlı akan hikâyeler ve heyecan verici final sahneleri yer alıyor. Yani polisiyeseverleri memnun edecek her şey yerli yerinde. Gelgelelim polisiye unsurların işlevi hikâyenin sürükleyiciliğini sağlamak. Rankin, gerçek hayattan fışkıran suçların peşinde. Dedektifin merceğini kullanarak Londra’nın, Edinbugh’un, İskoçya kırsalının güncel ve yakıcı meselelerine dikiyor gözünü. Geniş bir şahıslar kadrosu var Rankin’in; siyasetçiler, işadamları, entelektüeller, medya mensupları, ev kadınları, hizmetçiler, bunlara ek olarak elbette polisler, mafyöz tipler ve katiller... Kısacası yoksuluyla, zenginiyle hemen herkesi bir araya getiren bir suç atmosferi, toplumsal düzenin karşılığı oluyor. Polisiye roman kalıplarının dışına çıkacak çözümlemeler/tespitler peşinde değil Rankin; böyle bir düzenin insanlar üzerinde yaptığı etkileri gözlemliyor. 
Son iki romanla birlikte Türkçede sayısı 12’yi bulan Rebus dizisinin gerçek zamanlı olarak yazıldığını söylemiştim. Yani dizinin her macerasında Rebus’un hayatında yeni bir şeyler olduğunu, dedektifin giderek yaşlandığını öğreniyoruz. Ve geçmişiyle ilgili yeni bilgiler de ediniyoruz. Şöyle bir biyografisi var Rebus’un; 1947 doğumlu. Dedesi Polonya göçmeni. Babası profesyonel sihirbaz. Rebus, erkek kardeşi Michael ile birlikte Fife Cardenden’de büyümüş, 15 yaşındayken orduya katılmak için okulu bırakmış, erkek kardeşi ise baba mesleğini seçmiş. Ayaklanma sırasında Kuzey İrlanda’da görev yapan Rebus, 1971’de özel birliklere katılmış ancak depresyona girerek orduyu terk etmiş. 1973’te polis teşkilatına katılmış. Evlenip ayrıldığını, Samantha adında bir kızı olduğunu da biliyoruz. Zaten eski karısı ve kızı arada bir hikâyelerde boy gösteriyorlar. Bu bilgilere sigara ve içki bağımlısı olduğunu, kurallardan hazzetmediğini, yeni moda polis yöntemlerindense eski usulleri yeğlediğini, inançsız ve karamsar doğasını, yalnızlığını, sinizmini, müzik tutkusunu ve ‘The Oxford Bar’ müdavimliğini de ekleyelim...

John Rebus, günümüz polisiye edebiyatında zeki, tecrübeli ve vicdanlı polis imajını en iyi yansıtan karakterlerden biri. Ve kesinlikle ‘arızalı’. Aslında arızalı dedektif tiplemesinin revaçta olduğu zamanlardayız. Bilmecemsi cinayetler çözmeyi sanatlaştırmış keskin zekâlı saygın insanların, gözünü budaktan sakınmayan bıçkın hafiyelerin, kendini adalete adamış yüce gönüllü polislerin yerini toplumun o toplum kadar arızalı fertleri alıyor. Mutsuzluk, sevgisizlik, cinsel açlık, yalnızlık gibi kişisel ‘arızalar’la işlenen suçların toplumsal arızanın sonucu olduğunu en iyi bu arızalı dedektifler ortaya koyuyor. Suçu kimin işlediğini bulmak modern Batılı toplumun tekinsiz kabuğunu kırmak anlamına geliyor. Ian Rankin de bunu iyi başarıyor doğrusu...

Ian Rankin, Diş İzleri – John Rebus Polisiyesi 3, Çeviren: Cem Demirkan, Alfa, 2019, 326 s.

Ian Rankin, Masamdaki Düşman – John Rebus Polisiyesi 4, Alfa, 2019, 372 s.

Kaynak: https://oggito.com/icerikler/Iki-rebus-polisiyesi/63866

Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları
Etiketler:
İan Rankin

Yorum yaz
mode_edit