menu

Kesik Baş - Hüseyin Rahmi Gürpınar

Yazan: A. Ömer Türkeş
Yayın Tarihi: January 29, 2012 18:09

1942 yılında yazılan "Kesik Baş" romanının benim elimdeki baskısı 1963 tarihini taşıyor ve Pınar yayınevince hazırlanmış. Romanın adının altında -parantez içinde- "polisiye roman" vurgusundan, o yıllarda bu türe ilginin yoğun olduğunu çıkarmak mümkün. 1940'lı yıllar, polisiye edebiyatın "altın çağı" olarak adlandırılır. Bir yandan Agatha Christie, J.Dickson Carr, Ellery Queen, William Irish, Chesterton gibi ustaların cinayeti çözülmesi gereken bilmece olarak ele aldıkları klasikler, öte yandan ABD kökenli "Hard Boiled", hem roman hem de sinema dünyasını kasıp kavurmuştu. Hatta, Borges bile Bustod Domecq takma adıyla klasik polisiyeleri hicveden polisiye hikayeler yazıyordu. Yerli yazarların ilgisi de çoğunlukla klasiklereydi. Ama Hüseyin Rahmi’nin "Kesik Baş"'ının çağdaşlarıyla benzerliğinden söz edemeyiz. O, Türk romanında türünün –hala- tek örneği!..

Hüseyin Rahmi üslubunu çok iyi yansıtan mizahi bir girişle başlıyor hikayemiz; sarhoş halde evine dönmeye çalışan Nafiz efendi, düştüğü kuyuda bir kesik baş buluyor. Kayıtlara "Kesik Baş vakası” olarak cinayetin tahkikatına ise, “bu gibi esrarengiz vakaları tedkik ve araştırmadaki tecrübe, ihtisas ve muvafakiyetlerile maruf Remzi ve Seyid efendiler memur" ediliyorlar. Böylelikle, polisiye edebiyatın klasik ikilisi; tam teşekküllü detektifle biraz saf yardımcısı, Hüseyin Rahmi üslubuyla yerlileşiveriyor.

Detektif ve yardımcısının klasikliği yanıltmasın. Romanın bundan sonrası dış mekanlarda geçen uzun bir kovalamaca biçiminde sürecek, ne var ki, Beyoğlu, Şişli, Kuledibi, Eyüb gibi semtlerde, İstanbul'un gizemli atmosferinde, metruk mekanlarında aranan -kesik başın ait olduğu- gövdeye ve katillere bir türlü ulaşılamayacaktır. Yazarın mümkün olduğunca geniş tutmaya çalıştığı İstanbul coğrafyası kadar insan tiplemeleri de çok zengin. Museviler, ermeni ve rumlar, levantenler, arabacılar, bıçkınlar, randevu evi sahibi madamalar, zanlıları takip etmek için taksi kiralayan polisler, küçük memurlar, zengin tüccarlar, mirasyediler, kısaca İstanbul ahalisi tekmil-i birden, kendilerini çok iyi yansıtan lehçeleriyle boy gösteriyorlar romanda.
 
Hüseyin Rahmi'nin detektifleri Remzi ve Seyid efendiler, Avrupa'lı meslektaşları gibi şapkalarından tavşan çıkarmıyorlar. Her şey belli bir rasyonellik içinde, okuyucuyu kandıracak hilelere başvurulmadan, suç delilleri ortaya serilerek gelişiyor. Aydınlanma düşüncesine sıkı sıkıya bağlı bir yazar olan Hüseyin Rahmi'nin polis memurları da rasyonel aklın gücüyle iş görmekle birlikte muammayı klasik deteklifler gibi oturdukları koltuklarından çözümlemiyorlar; kentin dört bir yanında gezinerek, insanlarla konuşarak, suç mahallini arayarak varıyorlar sonuca.

Gürpınar, cinayeti bir takım sosyal nedenlerle ilişkilendirip, romanını toplumun suç ve ceza kavramlarını tartışacak bir şekilde genişletirken, anlattığı dönem İstanbul'unun insan, yaşam ve mekan manzaralarını sergilemesiyle de türün dar kalıplarından sıyrılıyor. Özellikle romanın girişindeki meyhane anlatısı, masalarda sürüp giden muhabbetler, tramvaylar, sinemalar, İstanbul'un kenar semtlerindeki yoksulluk, alışılageldik polisiyelerin çok ötesine taşıyor metni. Natüralist bir gerçekçi olan Hüseyin Rahmi'nin, suçu, akımın ustası Zola tarzında ele aldığı görülüyor. Tıpkı "Therese Raquen", ya da "Hayvanlaşan İnsan"daki gibi, iki sevgilinin yaşamın acımasızlığına karşı ayakta durmak amacıyla giriştikleri bir eylemdir cinayet. Yazar, beşeri adaletten memnun olmamakla birlikte, suçun cezasız kalmasına da izin vermez. Bir ahlaki düşüklük sonucunda giriştikleri cinayetin sorumluları, ahlaki düşüklüklerini sürdürerek birbirlerinin sonlarını da hazırlarlar.

Edebiyat hayatı Osmanlı döneminde başlayan Hüseyin Rahmi için sanat ve edebiyat bir eğitim aracıdır. Geri kalmışlık nedeni olarak gördüğü din, düşünce, davranış ve inançları değiştirmek için yazmıştır romanlarını. Derinlikli olmamakla birlikte, sosyalizmin etkleri vardır. Bu nedenle, toplumsal sorunlara sınıfsal bir açıdan yaklaşmaya çalışmış, sürüp giden yapıya o ana dek yapılmış belki de en radikal eleştiriler Hüseyin Rahmi'nin kaleminden çıkmıştır.

Özellikle din ve boş inançlar neredeyse her romanında eleştirilir, metafiziğin ardındaki bilimsel nedeni arar Gürpınar. "Kesik Baş"ta da aynı arayış vardır. Otopsi anında detektifinin zihnini okuyucuya; "ölünün yüzünde daima hayatın sonunu müfessir edici bir meal okur ve bütün dirilerin akibetlerini görerek titrerdim. Fakat Raif beyin cesedini parçaladıkça nazarlarımızda ölüm eski manasını kaybetmeye başladı. Bu vücudu lime lime parçalıyor, en eski zamandan beri orada oturan ruhun esas yerini bulamıyorduk. Ölümü ölüm yapan şeyin papasların duaları, dinlerin ayinleri ve kavmlerin tetfin hususundaki türlü türlü adetleri olduklarını anlıyorduk. İnsanlar öteki dünya için mezarlar inşa etmeseler, bu ölü şehirlerini kurmasalardı bir insan cesedi de çalı arasında kalıbı dinlendiren bir tilkinliğiyle birleşerek ortadan kalkardı" ifadesiyle yansıtan Gürpınar, ölümün diyalektiğini; "tabiat, her saniye katliamla meşgul bir kaygısız.. O bir insanla bir böceğin ölümlerinde fark gözetmiyor" sözleriyle özetleyecektir.

Hüseyin Rahmi'nin önemli ilgi alanlarında birisi de toplumsal adalet, daha doğrusu adaletsizliklerdir. Bir çok romanında sevimli soygunculara, cezasız kalan dolandırıcılıklara yer vermesi, en büyük dolandırıcının sistem olduğuna inancındandır. Yukarıda belirttiğim gibi, "Kesik Baş"ta da katilleri adaletin eline teslim etmeye gönlü elvermemiştir. Romanını; "tabiat mahluklarını her ne bahasına olursa olsun diğer hayatların zararına yaşamaya icbar ediyor. Müthiş düstur. Bu hisde hayvanlarla müşterek yaşamın medeniyetle telifi kabil mi? Kanunlar beşerin bu vahşetini yenmiye uğraşıyorlar. Mücrimi cezalandırmak için bulunan çare yine öldürmektir. Zavallı insaniyet kendi bağrını hançerlemek cinnetine bir tedavi seromu bulamıyacak mı?" feryadıyla noktalarken, bugün hala çözümlenememiş bir insani trajediyi dile getirmektedir.

Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları
Etiketler:
- Hüseyin Rahmi Gürpınar
Kesik Baş

Yorum yaz
mode_edit

İLGİLİ KİTAPLAR

Nopic