menu

Istakoz Büyüsü - Bahattin Yıldız

Yazan: A. Ömer Türkeş
Yayın Tarihi: November 19, 2011 14:12

Bahattin Yıldız, ikinci romanı “Istakoz Büyüsü’nde yakın tarihin henüz sıcaklığını koruyan siyasi ve toplumsal gelişmelerini çok sert bir medya eleştirisi ile birlikte dile getiriyor. Hikaye, İnsanlığın Hainleri Pusu Kurmuş adlı elektronik gazeteden aktarılan bir makaleyle başlıyor. Makaleye göre; "ABD, yurtdışında da çıkarlarına uygun sonuçları elde edebilmek için; her alandan hizmet alabileceği bazı kişi ve kişilikleri, özellikle bir kısım medya mensuplarını parayla, inceleme gezisi davetleriyle, eğitsel amaçlı fonlarla, bazı ayrıcalıklarla, hediyelerle, cazip ve ikna edici tekliflerle kendine bağlamaktadır. Bu tür faaliyetleri, resmi olmayan bir şekilde yürütürken, 11 Eylül sonrası salt medya alanında bu çalışmala¬rına merkez olacak 'Stratejik Etkileme Bürosu'nü resmen kurmuştur.” Hikayenin bundan sonrası, işte bu tez üzerine kurulu; Bahattin Yıldız, Stratejik Etkileme Bürosu’nun yürüttüğü çalışmaların Türkiye’de ayağını ve bir kısım medya çalışanının ABD'nin Psikolojik Savaş Lejyonerleri haline nasıl geldiğini anlatıyor.
İlk dört bölümde Basın Yayın mezunu iki arkadaşla, Gazi ve Özdal’la, sefil bir bekar evinde sürdürdükleri yoksul hayatlarıyla, her ikisinin de bir gazeteye kapağı atıp kurtulma hayalleriyle ve belki de onlardan daha çaresiz durumda olup her ikisini de idare edebilecek kadar açıkgöz bir genç kadınla –İmece ile- tanışıyoruz. “Beş Yıl Sonra” başlığı ile açılan beşinci bölümde taşlar yerine oturmuş gibi. Özdal ve Gazi, Körebe medyasında işe başlamışlar. Özdal’ın şahsi gayretleriyle medyanın merkez binasına zemin katı çaycısı olarak yerleştirdiği İmece ise genel yayın yönetmeni Cesi hanımı –cinselliği ile- etkileyerek Haber Müdürlüğünde özel sekreterliğe sıçrayıvermiş.
Gazi’nin dürüst bir gazeteci kimliğiyle yaşamasına karşılık, dev ıstakozlarla süslenmiş zengin sofralarından büyülenen Özdal, geçmiş günlerdeki siyasi bağlanımlarından çabucacık kopmuş, vicdanının sesini bastırmış gibidir. Sevgilisi Fatma’nın bütün muhalefetine rağmen siyasi tercihlerini belirleyen Körebe medyasının yayın politikasıdır. 2003 yılına, ABD ve müttefiklerinin Irak’a karşı yürüttükleri kirli savaş ve işgale gelindiğinde de değişmez tutumu. Ta ki, sevgilisi Fatma’nın intihar haberini alana kadar...
Önceleri, Körebe medyasında çalışmaktan utanç duyduğunu sıklıkla ifade eden Fatma’nın düşüncelerinin mantığından değil, geçmişinin oluşturduğu duygusallıktan kaynaklandığını düşünmüştür Özdal; 12 Eylül sürecinde abisi öldürülen, babasıyla karşılıklı işkenceye çekilen, anne ve babasını kaybedip aç ve işsiz günler geçiren Fatma’nın içinde sakladığı anılarının bir kez daha bilinç üstüne çıktığını düşünmüştür. Oysa Özdal, yaşam gerçekliğiyle yüzleştiği takdirde onun da duygusallığı bırakıp –kendisi gibi- “değişimi ve yeniliği” yakalayacağına inanmıştır. Çünkü bir vakitler Özdal da sistemi ret etmiş, sermayeye karşı koymuş, 'Savaşa hayır!', 'Barış hemen şimdi!', 'Emeğin sömürüsüne hayır!', sloganları atmışken şimdi o süreçten beraberce geçtiği birçok arkadaşıyla birlikte gönüllü bir değişime uğramıştır. “Önceki düşünceleri ise içki masalarının tatlı birer nostalji mezesidir” artık.
Ancak Fatma’nın intiharı bir lanet gibi yapışacaktır Özdal’ın yakasına. Rüyalarına kabus olup gien Fatma’nın attığı çığlıklardan etkilenecek ve sevgilisinin evine gittiğinde eline geçen bir CD, Fatma’nın ölümünün bir cinayet olabileceğini düşündürtecektir. Çünkü CD’de "ABD'nin, Irak'ı işgali öncesi ve sonrasında kamuoyunu yanına çekmek için bazı kuruluşlara dağıtılan paranın büyük bir kısmının Körebe Medyasındaki Cesi'ye ve yedi yazara, birkaç üniversite görevlisine, bazı bürokratlara, bazı işadamlarına ve daha birçok kişiye dağıtıldığını kanıtlayan belgeler..." vardır. Bu belgelerin ışığında sevgilisinimn katillerinin peşine düşen Özdal’ın tamamlayamadığı haberi kamuoyuna sunmak Gazi’ye kalacak, iplikleri pazara çıkan ABD'nin Psikolojik Savaş Lejyonerleri ise ülkeyi terk etmek zorunda kalacaklardır...
Bahattin Yıldız, güncelliğini koruyan uluslarası bir trajedinin Türkiye’deki yansımalarını ele alırken, ABD’nin Irak’ta işlediği insanlık suçlarını, mesela Ebu Garip Hapishanesindeki işkenceleri, tecavüze uğrayan kadınları, öldürülen çocukları, vb. vahşet sahnelerini de ihmal etmemiş. Üstelik bütün bunların Afganistan’dan başlayan bir tarihsel devamlılık arz ettiğini de vurgulamış. Bugün ABD mezalimi diye tepki gösterilen uygulamaları Saddam rejimi ya da 12 Eylül sonrası Türkiyesinde sıradanlaşan işkence hadisesiyle yanyana getirerek toplumun iki yüzlülüğünü teşhir etmesi de ilgiye değer.
Yukarıdaki özetten anlaşılacağı gibi, Istakoz Büyüsü’ndeki en sert eleştirilerden birisi medyaya yönelik. Doğrusunu söylemek gerekirse medyanın savaş sırasındaki tutumu, Bahattin Yıldız’ın gerçeküstücü ve yer yer mizahi bir uslupla yaptığı anlatımından hiç de farklı değildi. Gerek basın tekellerindeki eski solcuların gösterdikleri “akbaba” refleksleri gerek bu medyada sürüp giden insani ilişkiler ve gerekse de yerel medyanın ABD’nin uluslararsı düzeyde yürüttüğü psikolojik savaşta üstlendiği rol, belki de Istakoz Büyüsü’nde dile getirilenlerden çok daha vahim bir tablo sergilemişti. Türk romanında siyasi ve toplumsal olaylara sırtını dönen, görmeyen/duymayan/konuşmayan bir yazma alışkanlığının giderek ağırlık kazandığı bir dönemde, Bahattin Yıldız’ın sergilediği tavır övgüye değer. Ne var ki, bir edebiyat yapıtını, bir romanı sadece içeriği ile değerlendirilemeyiz. Istakoz Büyüsü, ele aldığı siyasi ve toplumsal meseleleri edebiyata aktarırken biçimsel açıdan zaaflar barındırıyor. Öncelikle roman kişilerini çok basit ve tek boyutlu birer taşıyıcıya indirgemesi, o kişileri karikatürleştirmiş. Ana hikayedeki polisiye boyut zaman zaman Holywood filmlerindeki paranoyak senaryoları hatırlatıyor ve zaten zayıf olan olay örgüsünü taşıyan dili de doyurucu değil. Bahattin Yıldız, iyi bir hikaye bulmuş, eleştirel bir tavır almış, ama ne yazık ki, iyi bir roman çıkmamış ortaya. Yine de daha iyilerini yazabileceğine dair ipuçları veriyor.

Kategori: A. Ömer Türkeş Yazıları
Etiketler:
Bahattin Yıldız
Istakoz Büyüsü

Yorum yaz
mode_edit