İngiltere’nin taş kuleleri ve sisli bahçeleri arasında,İtalyan ressam Angelo Vasari kimseye göstermediği ’‘Sezar’ın Düşüşü’’ adlı bir tablo üzerinde çalışır. Bu yalnızca bir sanat eseri değildir; bakıldıkça huzursuzluk veren bir gerçeği de içinde taşır. Sanat sohbetleriyle başlayan sakin bir misafirlik, kısa sürede tuhaf ayrıntılarla gölgelenir: geceleri yanan ışıklar, kilitli kapılar, yakılmış sayfalar… Önce bir kitap, sonra tablonun kendisi kaybolur. Ardından bir yokluk konuşulmaya başlanır.
Anlatıcı Frank, bu resmin bir tablodan fazlasıolduğunu fark eder. Tablodaki yüz ile kayıpkardeşi George arasındaki benzerlik,sanatla suç arasındaki sınırı belirsizleştirir. Her şey, bu sessizliğin etrafında döner.
Garip Resim, İngiliz atmosferinin ağır sessizliği içinde, sanatın gerçeği saklayıp saklayamayacağını sorgulayan edebi bir polisiyedir.