"İnsanlar çoğaldıkça azalır. Her insan bir kâinattır, beş insan bir memleket."
Beş yaşındaki dedektif Alper Kamu'nun yaratıcısından bir diğer sıradışı kahraman:
Cinaslı Hafiye, Stan LaFleur Rilke gibi dilbaz, tilki gibi kurnaz
Alternatif bir 1974. II. Dünya Savaşı sonrası Batı bloku başta olmak üzere Türkiye dahil pek çok ülke “hiperdemokrasi” olarak adlandırılan yeni bir rejimle yönetilmektedir. Kamuyu ilgilendiren her konunun anketlerle belirlenip karara bağlandığı bu düzen, bilgiyi tekeline almış, ayrıcalıklı uzman zümrenin tahakkümüne son verdiği iddiasındadır. Hiperdemokraside toplum kanaati esas, "gerçek" en tehlikeli kavramdır. Adalet, ekonomi, eğitim, bilim, sanat... hepsinin nasıl işleyeceğine çoğunluk karar verir. Kimin yaşayıp kimin öleceğine de.
İşte böyle bir dünyada, küçük yaşta bir Türk aile tarafından evlat edinilen Alman asıllı şair-dedektif Stan LaFleur, iç içe geçmiş bir cinayet ve intihar vakasını araştırmak üzere kolları sıvar. Takip ettiği izler onu, gökyüzünde aniden belirip günbegün büyüyen kızıl yarığın gizemiyle yüz yüze getirir. Soruşturması derinleştikçe LaFleur kendini büyük bir komplonun ortasında, kozmik güçlerin karşısında bulacaktır. Apokaliptik tehditleri ortadan kaldırmak için önünde sadece beş günü vardır; cephanesi zekâ, vicdan ve hayal gücünden ibarettir.
Alper Canıgüz’ün yeni romanı Örümcek Burgacı, ütopya ile distopya arasındaki çizginin belirsizleştiği evreninde, okuru baş döndürücü bir maceraya davet eden son derece özgün bir retro bilim-kurgu/polisiye