menu

Öldürücü Darbe
Orjinal Adı:
Dead Beat (1992)
Yazar:
Yayınevi:
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
Sizin Puanınız:

Öldürcü Darbe'de Sue Grafton'un Santa Barbara için yaptığını Manchester'de yapmaya kararlı özel dedektif Kate Brannigan ile tanışacaksınız. Kate, sevglisi Richard'ın arkadaşı, ünlü bir rock şarkısının isteği üzerine bir süredir kayıp olan şarkı sözü yazarı Moira Pollack'ın izini bulmayı kabul eder. Arayışı onu Leeds ve Bradford'un en sefil mahallelerine götürür. Oysa Moira'nın izini bulduğu an bir dizi cinayetin de başlangıcı olacaktır.


Yorumlar


Bu kesinlikle son McDermid'im değildi
January 06, 2006 11:29

Romanı okurken bana biraz Celil Oker'i hatırlattı, ama bu benzerlik başkahramanın özel dedektif olmasından dolayı olduğunu düşünüyorum.
Başkahraman Kate Brannigan iyi çizilmiş, biraz soğuk (yani ingiliz tarzı) ama sempatik bir karakterdir. Önce bir kayıp kişiyi aramakla başlayan iş, daha sonra bir cinayet araştırması ile sona erecektir. Bu araştırma klasik tarzda bir hikaye gibi ele alınmış. Yani bir malikanede bir cinayet işleniyor ve orada yaşayanlardan biri katil. O açıdan beğendim diyebilirim. Sürükleyici. Uzunluğu kıvamında. Kitabın boyutları ideal. Kapak daha iyi olabilirdi.
Sonuç olarak şunu söylemem mümkün: Bu kesinlikle son McDermid'im değildi.


çok bildik
April 10, 2006 15:57

ilk yarısı once biraz sıkıcı geldi, tipik bir hard-boiled diye, iyisini severim bu turun ama bu kısım bence kitapta cok da gerekli değil, olmasa daha iyi olurmuş sonra kitabın ikinci bolumu bir cinayetle açıldı ve iş gunumuzun bir malikanesindeki, cinayeti kim işledi sorusuna dondu ve klasiğe yaklaşti. ama değil tabii, okuyucuya hersey soylenmiyor, ipuçlari dedektife ait. yani kitabı okurken tahmin etme sorunu yasamaniz da mumkun değil, onu da soyleyeyim. ama neyseki dedektif kate brannigan, poirot gibi bir übermensch değil de hata falan yapabiliyor. daha gunumuze uygun olmuş. ama kurgusunda pek mukemmellik yok, yani polisiye dizi senaryosu gibi olmuş, olaylar benim gozumde boyle canlandi. cok derinlik yok, ama kitap kendini okutuyo, bir oturuşta bitti.

kadın dedektif karakteri, esprili bir kişilik olarak gosterilmiş ama ben amerikan tarzi "bela karşisinda espri yapan kahraman" temcit pilavini sevmem, kitapta da filmde de. kadının polis karsısında kustahlastığı sahneler, yeraltından tanıdıkları olması bu turun en bilindik ozelliklerinden, ancak bileği guçlu bir maçoyu alıp gunumuzun modern kadınına uyarlamışlar, eee olsun.

atmosferin içine ben giremedim, normalde istemsiz yaptiğim birseydir, ama burada yazarin boyle bir kaygısı da olmamiş.

yalnız bişey çok hosuma gitti, klasiklerin sonunda tum supheliler bir odaya toplanir, ve olayı çoktan çozmuş dedektifimiz tum detaylarıyla bize bir cinayet hikayesi anlatir.

burada da boyle oluyor, ama hiç bir işe yaramiyor, cunku dedektif yanliş kişiyi katil saniyor. bir de insanların biraraya toplanılmaları istendiğinde, ne oluyor bu polisiye kitabı mı gibi itirazları da var


Yorum yaz
mode_edit