menu

Amerikan Sapığı
Orjinal Adı:
American Psycho (1991)
Yazar:
Yayınevi:
Om
Yayın Tarihi:
Çevirmen:
Grafik Tasarım:
-
Karakterler:
-
Sizin Puanınız:

Kendimle ilgili daha derin bir bilgi edinmiyorum, bunları anlatışımdan çıkartılabilecek yeni bir anlam. Bütün bunları size anlatmam için hiçbir neden yoktu. Bu itirafın hiçbir anlamı yoktu... Aklıma gelmezdi hiç, insanlar iyi midir, insan kendini değiştirebilir mi, insan bir duygudan ya da bir bakıştan ya da bir jestten haz duyarsa dünya daha iyi mi olur, ya da başka birinin aşkını ya da iyiliğini kabul ederse. Hiçbir şey olumlayıcı değildi, "ruh cömertliği" lafı hiçbir şeyi açıklamıyordu, bir klişeydi, kötü bir şakaydı. Seks aritmetiktir. Bireysellik mesele değil artık. Zeki olmak neye yarar ki? Aklı tanımla. Arzu -anlamsız. Zeka hiçbir şeyi iyi edemez. Adalet öldü. Düşünmek yararsız, dünya anlamsız. Kötülük dünyanın tek sürekliliği. Aşka güvenilmez. Yüzey, yüzey, yüzey, insanın anlam bulabildiği tek şey yüzey. Benim gözümde uygarlık buydu, devasa ve tırtıklı bir bıçak ağzı gibi...

Kötülük olunan bir şey midir? Yoksa yapılan bir şey mi?

Dünyaya lanetler yağdırıyorum ve de bana öğretilen her şeye; ilkelere, seçkinliklere, seçimlere, ahlak derslerine, uzlaşmalara, bilgiye, birlik olmaya, dua etmeye -hepsi yanlıştı, hiçbirinin kendi başına bir amacı yoktu. Hepsinin dönüp geldiği şu: öl ya da uy. Kendi bomboş suratımı gözümün önüne getiriyorum, bedeninden ayrılmış sesi, ağzından çıkan; Bunlar korkunç zamanlar.
(Arka Kapak)
Diğer Baskıları

Nopic


Yorumlar


Buradan çıkılmaz
June 16, 2006 13:20

Kültler arasına girebilecek bir roman! Kimi yerini çok zor okudum, kimi yerini okuyamadım atladım. Okurken insanı bu denli zorlayabiliyor. Bunun dışında "otomatik portakal"ı izlerkenki duygularımla aynıydı. Karşılaştırmak ne kadar doğru bilemiyorum ama onda da aynen, hem devam etmenizi söyleyen bir ses var içinizde hem de artık midenizin kaldıramayacağı yanlar. Ama bunun dışında insanı sarsıyor. Albümler, yeni açılan mekanlar, markalar, markalar, markalar... Şaaşalı bir dünyanın içinde, sosyapat boyutunda bir adam..


İçimizdeki Faşizm
June 16, 2006 16:25

AMERİKAN SAPIĞI
Bret Easton Ellis

Genç,eğitimli,varlıklı bir aileden gelen ve New York’ta bir finans şirketinde çalışan Patrick Bateman’ın dünyaya,yaşama,insanlara-ve tabii kendine-şizofrenik bakışını okuyoruz,Amerikan Sapığı’nda.
Şatafat ile sefaletin yan yana,iç içe olduğu New York’da yaşamakta kahramanımız.Ailesi,eğitimi ve statüsünün sağladıklarıyla tüketim toplumunun kalıplarını içselleştirip özümsemiş,marka takıntısı had safhada.Paranın satın alabileceği meta’nın en iylerini satın alıp tüketebiliyor ancak,Bateman’ı tatmin eden salt tüketmek değil,yok etmek.Bateman ancak yok ederek ulaşabiliyor tatmine.
Faşizmin kaynaklarına bir bakış açısı sunuyor bize,Bret Easton.İçsel faşizm’e yöneltiyor büyütecini.Daha yüksek statüye sahip olduğunu düşündüklerine yaltaklanan,köpekleşen bir Bateman var karşımızda.Ne denli yüksek bir statüye sahip olduğunu kanıtlamak için sık sık Donald Trump ile dostluğu olduğunu,Donald Trump’un partilerine davet edildiğini duyuruyor sık sık muhataplarına.Popüler –in mi diyorlar- restaurantlarda rezervasyon yaptırabilmek için şaklabanlıklar yapan bir kişilik.Dünyası,üst statülerde yer alan birisi olduğuna muhataplarını ve kendisini inandırmak üzerine kurulu.
Daha alt statüde yer aldıklarına inandığı kişilere karşı ise alabildiğine zalim Bateman.Kaybedenlere,dilencilere,taksi şoförlerine,fahişelere,hatta bayan arkadaşlarına acımasız işkence ve ölümler sunuyor.Ve ancak böyle orgazm olabiliyor.
Zihnin kurguladıkları ile yaşananlar birbirine karışıyor Bateman’ın dünyasında.Ve okuyanları düşündürüyor,faşizmin kaynaklarını aramaya nereden başlamalı?
Not;Bu yazıda faşizm terimi, siyaset bilimindeki klasik tanımlama doğrultusunda kullanılmamıştır.Faşizm;insana,topluma gizemli erekler yükleyen,toplumu tüm kurumlarıyla biçimlendirme ve yönlendirmeyi amaçlayan faşist,teokrat,sosyalist vb.tüm totaliter düşünce biçimlerini tanımlamak için kullanılmıştır


Yorum yaz
mode_edit